ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR SERİSİ by CASSANDRA CLARE



Bu bir alıntılar yazısıdır!


Bu seriyi de okuyalı uzun zaman oldu. Baya güzel bir seri, yazar gerçekten çok hoş bir dünya oluşturmuş. Üstelik yan serisi de güzel. Yazar, kendine bir alt yapı hazırlamış ve onları alıp yan seri - bence ise ortak ürünleri kullanarak yer, zaman ve mekan değişliği yaparak yeni karakterle yeni dünyalar kuruyor. Ha şimdi sıkar ama o ya ne öyle kendini tekrar, derseniz bence hiç de sıkmıyor bile. Yazarın dili, anlatımı, tasvirleri, dünyası ve karakterleri muhteşem. Hele esprileri gerçekten komik. Nerede okudum hatırlamıyorum ama bir yerde günümüzde yazılan karakterlerin hep komik, şakacı, zeki, cesur vs. gibi özelliklerin hepsini bulundurduğunu ve bunun zorlama olduğunu söylüyordu bir arkadaş. Bence de haklı! Bir yazıyorlar neymiş espri neymiş mükemmellik abidesi… hadi canım. Ne komikliği var ne de bir zekiliği. Ama bu seride öyle bir şeye rastlamadım daha. Espriler gerçekten komikti ve karakterler gerçekten konuya göre doğaldı.

Tabi ki de seri de sevmedik yön var. Kız –evet, gene kız baş karakter- ve ondan da beter en iyi arkadaşı. Tamam ikisini de seviyorum ama bazen biri öyle salaklık yapıyor ki öldüresim geliyor ama olsun bu seri böyle güzel. Yani kusurları bile bence sevimli kılıyor –ya da ben pembe gözlükle geziyorum- :) Her bir karakter ayrı bir sevimli. Baş erkek karakterimizin sürekli sözleri yanlış söylemesi ve doğrusu bu diye diretmesi de ayrı bir hava katıyor bence hem kitaba hem ona.  Hele kitapların sonları beni benden alıyor yana yakıla diğer kitabını aratıyor. Kadın sanki oturmuş eski Türk filmleri izlemiş gibi karakterlerin yaşadıkları çileler de cabası hani. Hayır o da değil kadın psikopat kendi de ağlıyor ama o sonu öyle yazıyor. Gel de katil olma ;)

Neyse ben bu yazıya aslında kitapları özetlemek değil de onlardan beğendiğim komik ve güzel bölümleri paylaşmak için başlamıştım ama seri o kadar dolu ki bir başladın mı gidiyor valla. Bir de okuyacak olanlardan ricam filmine bakmayın ya da oradaki karakterlerin resimlerine. Kesinlikle kitapta her şey daha muhteşem ve bence filmle karakterler görsel olarak uyuşmuyor. O nedenle önce kitap dilerseniz sonra film için zaman ayırın.  Sözü çok uzatmadan alıntılarıma geçeyim bare:



“Şey. Canın isterse başını pencereden uzatıp dilini çıkarabilirsin.”
Luke güldü. “Ben bir kurtadamım, av köpeği değil.”
Kemikler Şehri


“Dostunu yakınında tut ki gece gizlice düşmanının evine gidip posta kutusuna kusman gerekirse arabayı kullanacak birileri olsun.”
Düşmüş Melekler Şehri


Alec şaşkın gözlerle baktı. “Yedi yüz yaşında mısın?”
“Şey” dedi Magnus, “aslında sekiz yüz ama göstermiyorum. Her neyse, konuyu saptırma konu şu ki…”
Camlar Şehri


“Yüzde doksan emindim.”
“Anlıyorum” dedi Clary.
Bunu söylerken ses tonunda bir şeyler olmalıydı, çünkü Jace dönüp ona bakmıştı. Clary’nin eli Jace’in yüzünde patladı ve Jace arkaya doğru hafifçe savruldu. Jace elini yanağına götürürken acı duymaktan çok şaşırmış gibiydi. “Bu da ne içindi böyle?”
“Diğer yüzde onluk kısım içindi” dedi Clary.
Kemikler Şehri


 "Biliyor musun, daha önce İsabelle’le konuşurken aklıma bir şey geldi. Ona pencereden atlamamasını, atlarsa ölebileceğini söyledim.”
Jace başıyla onayladı. “Tam bir abi tavsiyesi.”
“Ama sonra bunun senin için geçerli olup olmadığını merak ettim. Yani, yaptığın bazı şeyler… Neredeyse uçuyordun. Bir binanın üçüncü katından atladığını ve yere bir kedi gibi indiğini ya da yerden çatıya zıpladığını…”
“Başarılarımı sıralaman gerçekten gurur verici Alec. Ama ne anlatmaya çalıştığını anlayamadım.”
“Demek istediğim şu ki bu hapishanenin dört duvarı var, beş değil.”
Jace ona dümdüz baktı. “Yani geometriyi günlük hayatımızda kullandığımızı anlatırken Hodge yalan söylemiyordu. Haklısın Alec. Bu kafesin dört duvarı var. Eğer sorgucu ikisiyle giderse, ben…”
“Jace!” dedi Alec sabrı taşarak. “Demek istediğim, bu kafesin çatısı yok! Seninle tavan arasında hiçbir şey yok!”
Jace başını kaldırdı. Kirişler o kadar yüksekti ki gölgelerin arasında görünmüyordu. “Sen delisin.”
Küller Şehri



Kitaplar hakkında daha geniş bir inceleme yapar mıyım bilmiyorum ama şimdilik bu kadar ve okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Sanırım pek sevgili(!) yayınevi TÜYAP’ı bekliyor beşinci kitap için. Siz de şimdi okursanız çıkana kadar beklemenin keyfine varırsınız… Sevgilerle :)



Yorum Gönder